31.05.2016
“Şimdi Ne Yapacağım”ın Kısmen Cevabı: The Graduate
Üniversiteyi bitirdikten sonra hemen hemen herkesin boşluğa düştüğü, “Şimdi ne yapacağım?” diye düşündüğü bir an vardır sanırım. Çünkü o, hiç bitmeyecek gibi görünen öğrencilik yılları sona ermiş, bir sonraki yıl ne yapılacağı şimdiden belli olan süreç tamamlanmıştır. İş, kendi yolunu çizmektir. Seçeneklerin değerlendirildiği, en “hayırlısı”nın seçilmesinin umulduğu bir dönemdir bu.
The Graduate‘te tanıştığımız Benjamin de aynı durumdadır. Zorlu bir okul hayatını geride bırakmış, ne yapacağına karar verme aşamasındadır. Ailesinin, toplumun kendisinden beklentileri vardır; ama o bunların ne kadarını gerçekleştirebilecektir? Ya da onların istediği gibi bir birey olmak istiyor mudur gerçekten?
Benjamin, içindeki asi çocuğun sesini dinler ve tüm toplumsal tabuları yıkarak, tüm başarılarını rafa kaldırarak bambaşka bir yola girer. Kendisinden yaşça epey büyük olan Mrs. Robinson ile bir ilişki yaşamaya başlar. Hem Benjamin hem de Mrs. Robinson, gerçek bir tutkuyla yaşamazlar bu ilişkiyi, yaşadıkları çevreden intikam almaktır sanki amaçları. Mrs. Robinson’ın kızı Elaine’e âşık olması ile Benjamin’in hayatı, daha da karmaşıklaşır. Hem kendi kararlarını uygulamak, toplumun dayattığını yaşamamak ister hem de yaptığı seçimlerle aynı toplumun istediği yola girer.
1967 yapımı, Mike Nichols yönetmenliğindeki film, çekildiği dönem için oldukça iddialı bir yapımdır. Barındırdığı erotizm ile dikkat çeken film, 1967 yılı için sınırları zorlamıştır esasında. Anne Bancroft, oyuncunun çekiciliği ve yeteneğinin birleşimi ile harika bir performans sergilemiştir. Bancroft’un sahneleri ise dönemi için oldukça cesurdur. Benjamin olarak izlediğimiz Dustin Hoffman ise kariyerinin başındadır henüz bu film çekildiğinde. The Graduate, Hoffman’ın ne kadar yetenekli bit oyuncu olduğunu gözler önüne sermiş, Hoffman bu filmden sonra ününe ün katmıştır. Canlandırdığı Benjamin karakterindeki değişimleri başarıyla izleyiciye geçirebilmiş, hem yaptıklarından dolayı yaşadığı suçluluğu, hem içindeki isyanı diri tutması hem de bunlar arasındaki karakter geçişlerini beyazperdeye yansıtabilmiştir. Elaine rolüyle karşımıza çıkan Katharine Ross ise Bancroft kadar canlı bir karakter yaratamasa da güzelliği ve ışıltısı ile Hoffman’la iyi bir uyum yakalamıştır.
Charles Webb’in romanından uyarlanan film, soundtrack’inde Mrs. Robinson ve Sound of Slience gibi Simon&Garfunkel şarkılarını barındırır. Film boyunca çokça karşımıza çıkan şarkılar, o dönemin atmosferine girmemizi kolaylaştırıyor.
Hayatına nerden başlayacağına bir türlü karar veremeyen, ailesine hem ihanet ettiğini düşünüp hem de toplum kurallarını yıkmak isteyen bir genç olan Benjamin’in film boyunca yaşadığı gidiş gelişler, aldığı kararları uygulamak istemesi, karşısına çıkan engelleri yıkması, kendisine dayatılanı değil, kendi bildiği yoldan gitme çabası… Filmi seyrederken Benjamin’le empati kurabilirsiniz, yaptıklarını yanlış bulsanız dahi, Benjamin’in içindeki o asi çocuğun bir şekilde, toplum karşısında, tabular karşısında başarılı olmasını istemeniz işten bile değil.