16.06.2016
Siyahın Elli Tonu: Edepsizliğin Sınırı Yok
Amerikan film endüstrisinde komedi türünün önemi her zaman büyük olmuştur. Önemli komedyenlerin filmleri satış rekorları kırarken, ana akım sinemanın en popüler türlerinden biri haline gelmiştir. Komedi türüne bağlı olan parodi filmleri de 80’li yılların özgürlükçü akımlarının desteğiyle beraber döneminde yükselişe geçmişlerdi. Genelde çok büyük bütçesi olmayan bu filmlerin beklenenden yüksel gişelere ulaşması, parodi filmleri furyasının da ortaya çıkmasına neden oldu. 80’li yıllarda özellikle ZAZ ekolü ve Mel Brooks’un açtığı yoldan çeşitli kişiler girerek bu yan türü beslemeye başladılar. 90’lı yıllarda devam eden bu akım, bilhassa Leslie Nielsen’in oynadığı filmlerle iyice kendine has bir kitle oluşturmaya başladı. 2000’lere geldiğimizde ise Wayans kardeşlerden çıkan Scary Movie serileri geldi. Tabii bu filmlerden sonra inanılmaz kötü filmlerin cirit attığı bir sinema çöplüğü ortaya çıktı. Çünkü bu tip parodi filmlerinde bombardıman gibi yapılan espriler, diğer filmlere yapılan göndermeler gittikçe sığlaşarak amacına hizmetin dışına çıkarak insan beynini basitliğe alıştırdı.
Buradan yola çıktığımızda parodi filmlerinin yeniden patlama olasılığını müjdeleyen yeni bir film daha vizyona giriyor. Orijinal adı Fifty Shades of Black olan ve ülkemizde Siyahın Elli Tonu ismiyle vizyona girecek yapım, başrolüne yine Wayans kardeşlerden Marlon Wayans’ı yerleştirirken, bir yandan da hınzır ve edepsiz esprileriyle seyirciyi güldürmeye hazırlanıyor. Kadrosunda daha çok siyahi oyuncuları dahil eden film, Gri’nin Elli Tonu filmiyle bir yandan dalga geçerken, filmin ara bölümlerinde de başka popüler filmlere sataşmaktan geri kalmıyor.
Konu itibariyle Gri’nin Elli Tonu filminin aynısı diyebileceğimiz yapım, filmdeki sahneleri absürt bir mizahla ele alarak seyircinin yüzünü gülümsetmeye çalışıyor. Peki bu konuda başarılı mı diye bir soru sorarsak, cevabımız net olmayabilir. Çünkü filmimiz absürt komedinin en sulu örneklerinden biri olarak edepsizliğin ve hınzırlığın kitabını yazıyor.
Kötü oyunculukları bir kenara bırakırsak, film 88 dakikalık süresine rağmen izleyiciye daha uzun izlenimi vermeyi başarıyor. Bunun nedenlerinin başında filmin içeriğinde kullanılan kimi sahnelerin gereğinden fazla uzatılması ve suyunun çıkarılması denilebilir. Böyle bir komedi filmi olmasına rağmen dikkatli izleyicileri rahatsız eden tonla devamlılık hatası, teknik sorunlar da cabası denilebilir. Film özellikle bel altına dayanan espri anlayışıyla seviyesizliğin zirvesinde kendine yer edinmeyi misyon ediniyor.
Film buna rağmen kimi esprileriyle seyirciyi kahkahaya boğacak özelliklere de sahip olmasıyla, adeta seyirciler için bir yasaklı zevke dönüşüyor. Filmlere çeşitli göndermelerin olduğu sahneler özellikle filmin yükseldiği anlar olarak özetlenebilir. Gönderme yapılan filmler arasında Whiplash, Magic Mike, The Graduate gibi filmler örnek gösterilebilir.
Sonuç olarak Grinin Elli Tonu’ndan daha iyi, ama aklınıza gelen neredeyse her filmden kötü bir film izlemeye hazırlıklı olun. Siyah’ın Elli Tonu size sinemadan çok, eğlence vaat eden yapısıyla meraklılarını salonlara davet ediyor. Özellikle parodi filmleri severlerin görmesi gereken, kimi esprileriyle de izleyicinin yüzünü kısa süreli de olsa güldürebilecek bir yapım olarak özetleyebiliriz.
Not: Filmde içeriğinde fazlaca cinsellik içerdiğinden dolayı, bu tip konularda takıntıları olanların gitmemesi gereken bir yapım olarak da yorumlanabilir.