30.05.2017

Stüdyo 54: Modernize Bir Tımarhane

İlk olarak yönetmen Mark Christopher’ın 1998 yılında maximal düzeyde tabiri caizse tıraşlamak zorunda kalarak izleyiciyle buluşturduğu “54 (Stüdyo 54)” 34. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle o döneme göre kötünün iyisi diyebileceğimiz günümüz şartlarında orijinal haliyle bu yıl tekrar sunuldu. O dönemin olduğu kadar günümüzünde yıldız imajlı oyuncuları olan Salma Hayek, Ryan Philippe, Neve Campbell gibi oyuncularla çalışan yönetmen, temel olarak 70’lerin sonu Amerika yıldız eğlence anlayışı haritasını izleyicisine anlatma peşinde. Film anlatısı boyunca karakterler üzerinden yaşadığımız medcezirler ilk etapta ufaktan sıksa da sonradan izleyicinin zihnine usul usul girerek ona şekerleme kıvamında gelmeye başlamakta.

1998’deki ilk kopyayı izleyenler filmin bu kesilmelerden sonra ciddi bir propaganda ya da ötekini öteye öteleme edimi güttüğünü açıkça görmekte. Film bu kesilmelerle birlikte tam homoseksüel anlatı ve mutluluğun içine dalacak olan izleyiciyi ansızın bir tokat etkisiyle heteroseksüel kıyılara hızla sürüklemekte. İşte bu bağlamda en başta belirtilen propaganda savının doğruluk payı artmakta. Ancak günümüz versiyonunu Şubat 2015’te ilk olarak Berlin’de hemen ardından da şu sıralar İstanbul’da gözlemlediğimiz film, yönetmen Christopher’ın kafasındaki filminin ilk amacına ulaştığına ve artık eskisinden olabildiğince uzak yeni bir formda filme imza atıldığına kanaat getirmemize sebep oldu. Bu yeni film hayatı, cinsel arzularını, eğlenceyi, varolan anlayışı ve daha pek çok temel tabuyu yıkan en uçta yaşayan daha doğrusu yaşamak için çırpınan karakterlerin hikayesi.

Işıltılı, oynak kadrajları ve yetmişler kulüp müzikleri ile yoğrulan 54 adlı modernize tımarhaneye kendilerini sokabilmek için büyük çaba sarfeden pek çok insandan sadece genç erkek Shane (Ryan Phillippe) bu fırsatı bulur. “Modernize Tımarhane” diye tabir ettiğim bu kapıları dış dünyaya kapalı izole alan, New York’ta bulunan ve New Jersey’li insanlar için hayalleri süsleyen bir rüya. Sınırsız eğlence, 7/24 partiler, şöhretler, uyuşturucu ve kalıplara sıkıştırılmadan yaşanan seks anlayışını, gelen müşterilerine hediye paketi olarak sunan mekan ve “kafası her daim güzel” diye nitelendirebileceğimiz sahibi Steve (Mike Myers)’in film hikayesinde bir parti insanının ölümü üzerine sarfettiği: “Yarın buna ağlayacağım. Ama şimdi parti devam etmeli.” ifadesi filmin içerisindeki kaotik hayatın bağlı bulunduğu anlayışı özetler nitelikte. Eğlence her ne olursa olsun devam etmeli.

Genç Shane zincirlerinden kurtulmuş ve yüzyıllardır bir mağaraya hapsolmuş gibi 54’e adım atar atmaz uyum sağlar. Para, şöhret, uyuşturucu maddeler, anlık ruh istemine göre şekillenen yahut partner konumdaki karakterin zorunda bıraktığı cinsel arzuları onu mutlu etmekte ve doyuma ulaştırmaktadır. Aslında bu tanıma sadece özne olarak Shane’i biçmek haksızlık olur. Zira çoğu karakter bu hayata adapte olmakta güçlük çekmez. Sürekli yaşadıkları ve bunun temelinin yine filmin son sekanslarında karşımıza çıkan bir posterde dile geldiği “Village People”, sonradan 54’e girenlerin köklerinin nereye bağlı olduğunu ve her ne kadar bu evrene uyum sağlasalar da geldiklere yere tekrar geri döneceklerinin algısını güçlendirir. En ufak bir “şöhret kültürü” sohbetinde afallayan bu insanlar dönemin şöhret anlayışındaki insanların hicvini izleyiciye servis etmek üzere bir süreliğine indekslenmiş karakterler gibidir. Bu karakterler misyonlarını yerine getirdikten sonra Stüdyo 54’ü geride bırakırlar. Filme veda ettiğimiz jenerikten önceki mizansende Shane’in bu medcezir anlatı içinde açıkçası beklediğimiz ama düşmediği hayranı olduğu Julie(Neve Campbell)’nin davetine yanaşmaması, amaç olarak şöhret eleştirisini yol edinen bu filmin amacına çoktan ulaştığının bir kanıtı. İzleyiciye festivalde farklı bir tat olacak filmde ne yalan söyleyelim Mike Myers’in yani “kafası her daim güzel adam”ın oyunculuğuysa fevkalade.