01.01.2024
The Killer: Beklentileri Karşıladı mı?
Mithat DEMİR
*Yazı spoiler içermektedir.*
Yılın en çok beklenen filmleri arasında yer alan David Fincher imzalı Netflix yapımı The Killer, mükemmeliyetçi bir seri katilin başarısızlığa uğraması sonucu yaşadığı olaylara yer veriyor.
Film ilk sekanstan sonra The Killer’ın (katilin) intikam yolculuğunu izleyen olay örgülerini seriyor önümüze. İlk sekans klasik olarak karakter tanıtımıyla başlıyor. Bu sekansa ana karakterimizin eylemleri dışında iç sesi de hakim oluyor. Karakter oldukça donuk, dikkatli ve mekanik. Ama iç sesi oldukça geveze. Bu durum aslında karakterin birazdan imza atacağı başarısızlığının izlenimleri. Kısa sürede karakterin kusursuz olma çabasını ve bunu kısmen başardığını görüyoruz. Gözünden hiç bir şey kaçmıyor. Sürekli dışarıdaki gündelik olaylara dair tespitlerde bulunuyor ve insanların her adımını takip ediyor. Her attığı adım planlı, bütün çıkarımlarının nedenleri açık. Tıpkı dışarıya verdiği izlenimin iç sesindeki karakteriyle uyuşmaması gibi ince ince işlediği suikast planı da çarşıya uymuyor.
Kusurlu Kusursuzluk
Film ilk sekanstan sonra aksamaya başlıyor. Karakterin iç sesinde yakaladığımız ve hoşumuza giden çelişki bir yerden sonra sırıtıyor. Sürekli özlü söz sıkması karaktere duyduğumuz ciddiyeti zedeliyor. Filmdeki aksiyonun dozu iyi tutturulmuş. Gerilim kıvamında. Tonu gayet yerinde ve güzel yönetilmiş.
Filmin en önemli eksisi bence karakterimizin ait olduğu karanlık dünyanın tanıtılamaması. Ya da bunun tercih edilmesi. The Killer’ın bulunduğu dünya -bizim de içinde olduğumuz dünya- oldukça modern ve teknolojik inşa edilmiş. Karakterimiz de bu dünyaya ayak uydurmakta profesyonel. Ama işin rengi değişince karakter ait olduğu manevi dünyaya dönüş yapınca kafamızda doğal olarak soru işaretleri çoğalıyor. Bu soru işaretleri ise cevapsız kalıyor ve ardında ufak bilgi kırıntıları dışında bir şey bırakmıyor.
Netflix Özelinde Vasat
Oyunculuklara değinmem gerekirse Michael Fassbender kendisi için oynaması zor olmayan bir karakteri hakkıyla oynamıştır. Filmin neredeyse tamamını solo bir şekilde götüren Fassbender’dan sıkıldığımızda ise Tilda Swinton’ın sahneleri filmin akışına ağırlığı koymuş fakat geneline etkisi zayıf kalmıştır.
Fincher filmografisine baktığımız zaman imza attığı işlerde teknik ve tempoyu kusursuz rejisiyle birleştirdiğinde tadı damakta kalan unutulmaz filmler yaratan yönetmen, The Killer ile Netflix bazında ortalama bir iş çıkartırken kendi kariyeri açısından bugün izleyip yarın hatırlamak için sebep bulamayacağımız bir projeye adını yazdırmıştır.