30.03.2018

Thelma: Bir Özgürleşme Hikâyesi

Filmin Yönetmeni Joachim Trier Hakkında

Joachim Trier, 1974 yılında Kopenhag’da doğdu. İngiltere’de Ulusal Film ve Televizyon Okulu’nda okudu. Trier, hikâye anlatımında karakterin rolünü ön plana almayı seviyor. Aileden sinemacı . Caz müzisyeni olan babası Jacob Trier Flåklypa Grand Prix’de (1975) ses teknisyenliği yapmış. Annesi belgesel yönetmeni , dedesi Norveç’in ünlü yönetmenlerinden Erik Lochen.

Joachim Trier aynı zamanda Dogme 95 manifestosuna önderlik eden ünlü yönetmen Lars Von Trier’in de akrabası. Kendisi ile yapılan söyleşilerde sinemasında Michelangelo Antonioni, Alain Resnais, Brian De Palma’dan etkilendiğini belirtiyor. Sosyal gerçekleri şiirsel bir üslupla anlatması nedeniyle Ken Loach da onu etkileyen sinemacılardan. Hikâyeyi sinemada anlatırken aynı zamanda görüntü izlediğimizin de önemini unutmuyor. Filmlerin, içinde değişik şarkılar barındıran büyük albümler gibi olmasını istiyor. Bunun sinemaya yansıması onun için hikâye içinde hikâye tarzı ile oluşuyor. Joachim Trier bütün bu söylediklerini ergen bir kızın özgürleşme hikâyesi olarak okuyabileceğimiz Thelma filminde veriyor.

Çocukluk Beyaz Boş Bir Sayfa Gibi

Filmin ilk sahnesi devamı hakkında bize fikir veren bir kısa film gibi. Tıpkı bir öykünün ilk satırından ana temaya dair okuyucuya ipucu vermesi gibi yönetmen daha ilk sahne ile konu hakkında fikir veriyor. Thelma bembeyaz karlarla kaplı bir ormanda çıkıyor karşımıza. Genç bir kızın topluma karışmadan önceki, daha çocukluğundaki saflığı bembeyaz doğa ile veriliyor. Ama bu doğada çocuk babası ile birlikte. Aile hem koruyucu, kollayıcı hem de çocuğu şekillendiren bir kurum. Çocuk toplumsallaşmadan önce ailesinin temaları ile örülür. Aile bu beyazlıkta çocuğun birey olamamasına doğru onu yetiştirebilir. Ve bu aslında çocuk için öldürücü bir durum olabilir. Thelma da bu tarz ailelerden birinden geliyor.

Ailenin Değer Yargılarından Kopuş, Bir Özgürleşme Hikâyesi

Thelma üniversite hayatında bir yandan sosyalleşmeye çalışırken bir yandan da kendini keşfeden bir genç. Ailesinden gelen dindar yanı ile çelişen duyguları onu zaman zaman bir hastalık olarak düşünülen krizlere sokuyor. Thelma ailesinin ona sunduklarından farklı yanları olduğunu hissettiğinde korkularla yüzleşiyor. Film burada korku sineması türüne göndermeler yapan sahneler içeriyor. İzleyiciyi bunaltan, korkutan detaylar giriyor devreye. Doktorların yaptığı araştırmalar herhangi bir hastalığa işaret etmiyor. O sadece ailesinden farklı bir genç. Ve kendi hayatını kurmaya çalışmaktadır. Aile evi onun için adeta bir hapishanedir. Duvarları dinin kuralları ile örülmüş bir hapishane.

Suyun Altına İtilmeye Çalışılan Gerçekler

Filmde havuz, donmuş göl metaforik olarak bastırılan, dibe itilerek yok edilmeye çalışılan gerçeklere gönderme yapıyor. Gerçekler sadece suyun üstünde görülenler değil. Toplum insanı her tarafı kapalı bir havuzda batan ve bir türlü suyun üzerine çıkamayan bir insan olmaya itiyor. Filmde bunun en önemli nedeni din teması. Dini değer yargıları aile tarafından örülüyor. Thelma’nın filmin başında taktığı kolye ile dindar olduğunu anlıyoruz. Küçük bir ayrıntı ama kolyeye dikkat. Yönetmen havuzu kullanarak Thelma’nın ailesinin verdiklerinden kurtulamamasını anlatıyor.

Her zaman yüzdüğü havuzda bir türlü suyun yüzüne çıkamadığı sahnede olduğu gibi ailesinin yanında kapalı bir dünyaya hapsolur. Onunla beraber izleyici de bu sıkışmışlığı özellikle havuz sahnesinde hissediyor. Dibe dalan ama suyun üzerine çıkmak istediğinde fayanslarla kaplı duvara takılan bir Thelma var. Ne zaman içinde yeşeren duygularına kapılsa gerçekte olması çok da mümkün olmayan görüntülerle zaman zaman rüyayı da kullanarak Thelma’nın içine doğru itildiği çelişkiler ortaya çıkıyor.

Karakterin Değişimine Doğru

Thelma filminde yönetmen karakterin değişimini başından sonuna kadar çeşitli metaforları da kullanarak verirken dengeli bir yol tutturamıyor. Thelma’nın ailesinde yaşananlar, aile nedeniyle yaşadığı çelişkiler fazlasıyla anlatılırken sanki bir sihirli değnek değmiş gibi filmin sonunda genç kız âşık olduğu kız arkadaşı Anja ile yeni bir yola doğru yöneliyor. Thelma onu kendisi yapan isteklerine karşı koymadığı zaman gerçek mutluluğa ulaşabiliyor.

Filmin Görsel Yanı

Film karakterinin iç dünyasında ona alan açan, onun değişimine doğru bir yolculuğa izleyiciyi davet ederken görsel olarak daha geniş bir alanı gösteriyor. Karlarla kaplı orman, Thelma’nın ders çalıştığı kütüphane, kütüphanenin camlarına vuran kuşlar, donmuş göl, havuzda yüzmesi gibi sahnelerin tamamında geniş açı kullanılmış. Bu görsellik izleyiciyi bireyin toplumsal bir varlık olması gerçeğinden uzak tutmuyor.