29.05.2017

Triple 9: Kirlenen Dünyanın Kirli Polisleri

İlk fragmanları çeşitli mecralarda yayınlanmaya başladığında, Triple 9 filmi beklentiyi yükselten görselleriyle merak uyandırmıştı. Buna oyuncu kadrosundaki çeşitliliği de kattığımızda, sinema takipçilerinin listelerinde yer alan bir film geliyor izlenimi verilmişti. Ancak geçen sürede Amerika gişelerinden hayal kırıklığıyla dönen film, eleştirmenlerin de gözüne giremedi. “Kod 999” adıyla Türkiye vizyonunda şansını deneyecek olan yapım, bakalım izleyiciyi tatmin edebilecek mi?

Filmin konusu herkese tanıdık gelecektir. Rus Yahudi mafyasıyla çalışan bir grup kirli polisin operasyonları ve soygunlarına odaklanan film, polisiye türü için bile sıradan bir konuya sahip diyebiliriz.

Filme adını veren Kod 999, Amerikan polis literatüründe vurulan polis anlamına geliyor. “Bir polis memuru yaralandığında, devriyede olan tüm polis ekipleri, meslektaşlarına yardıma gider.” kuralından yola çıkan film, kirli polislerin batağın içinden çıkmak adına kurguladıkları bir operasyonun adı olarak filme adını vermiş.

Çoğunlukla tahmin edilebilir sahnelerin her karede cereyan ettiği Triple 9, hikâye anlamında en büyük yeniliği ve hatta görsel anlamda akılda kalıcı tek sahnesini patlayan bir işaret fişeği sonucunda maskeli adamların kırmızıya boyanması sahnesinde başarıyor. Bu sahnenin dışında çoğunlukla köhne mahallelerde, kapalı alanlarda ve terk edilmiş otopark köşeleri mekan olarak seçildiğinden, başroldeki oyuncu kadrosunun filmi sürüklemesi bekleniyor. Ancak bu noktada da film ne yazık ki, belli bir eşiği geçemeyerek klişeleşen polisiye film unsurlarına başvuruyor.

Oyunculuklar neredeyse vasat polisiyelerde görebileceğimiz performanslardan farklı değiller. Bunun sonucunda da oyunculuk anlamında öne çıkan birileri olmadığından, kağıt üstünden iyi görünen kadro, bir anda yerle bir olarak sıradanlık çıtasından kayboluyor. Özellikle kurgu olarak karmaşık olmaya çalışırken, aslında çok da zekice olmayan senaryosu, kendi ayağına dolanarak yere yapışıyor. Çünkü senaryo daha birinci dakikada açıklar veriyor.

Sonuç olarak çok da akılda kalıcı sahne barındırmayan Triple 9, oyuncu kadrosunun hakkını veremiyor. A sınıfı bir polisiye olmak derdiyle çıktığı yola, ne yazık ki televizyonlarda yayınlanan B tipi aksiyon filmlere dönüşüyor. Sinemada izlemenizin tek farkı, aralarda reklamların girmeyecek olması denilebilir. Gerçi o sıkıntıyı da, film öncesinden dolduruyorlar. Karanlık tonlu bayık aksiyon filmlerini seviyorsanız, filmi izlemenizde sakınca yoktur. Aksi takdirde tahammül edilemez bir işe yöneldiği aşikar… Ucuz ve klişe polisiye severlere yönelik bir iş kotarılmış.