29.05.2017
Uluslararası Edirne Film Festivali Günlükleri -3-
Bu sene ilk kez düzenlenen Uluslararası Edirne Film Festivali’nin artık sonuna geldiğimiz bu günlerde, film ekiplerinin sinema yolculukları devam ediyor. Jüriler son kararlarını vermek için toplandılar. Artık 26 Kasım’daki ödül töreninde ödüller sahiplerini bulacak.
Tabii yarışma kategorilerinden biri de Ulusal Kısa Film Yarışması’ydı. Türkiye çıkışlı kısa filmlerin, festivaldeki yabancı kısa filmlerden daha iyi olması gerçekten de Türk sineması adına umut verici gelişmeler olarak not edilebilir.
Kimi kısa filmlerin toplumsal sorunlara dikkat çekmesi, kimilerinin geçmişteki yaralara parmak basması ve kimileri de özgün senaryolarıyla yaratıcı işler ortaya çıkarması; yarışmalı bölümün renkli olmasını sağladı.
Bu kısalardan bazıları bir göz gezdirelim.
İĞNE DELİĞİ
Filmin yönetmeni kısa filmlerini bir kasabada çekmek istediklerini, ancak bunu başamadıklarından üzgün olduğunu söylese de; belki bilinçli, belki de bilinçsiz olarak Eskişehir’de kasaba hissini seyirciye yansıtmayı başarıyor. Ana karakterin sıkışmışlık hissi, Amerikalıların tabiriyle dramedi türü üzerinden yürüyerek kendine has bir mizahın kapılarını açıyor. Yer yer yerel öğelerin varlığı, yer yer de ana karakterin hayal gücü filmin 16 dakikalık süresini görünmez yapıyor. Alexander Payne’in dingin ama ruhu olan filmlerine benzetilebilir. Bu senenin iyi kısalarından biri…
NAR ZAMANI
Nar Zamanı, 12 Eylül’ün acılarını oğlunu kaybeden bir annenin üzerinden anlatmaya çalışıyor. Film Nar metaforu üzerinden, bir annenin acılarını uzun planlarla ve yeri geldiğinde slow motion karelerle çerçevelemeyi tercih ediyor. Film kırsal görsel atmosferini arkasına alarak duygulara hitap ediyor. Ağıtlarla, çocuk tekerlemeleriyle yaşanan travmaları gözler önüne seriyor. Yer yer ajitasyona kaçan sinemasıyla insanların çöküşünü belgeleyerek filmin süresini dolduruyor.
SALI
Ziya Demirel’in yurtiçi ve yurt dışı festivallerde ses getiren filmi Salı, Dardanne kardeşlerin sinemasıyla yakınlaşarak genç bir kızın bir gününe odaklanıyor. Bir yandan ergenlik sancıları, bir yandan toplumun büyük yaralarından biri olan taciz konularına değiniyor. Ancak bunu yaparken, ana karakterin masumiyetinden ödün vermiyor. Olduğu gibi bir genç kızın profilini yalın bir şekilde izleyicisiyle buluşturuyor.
SONUÇ
Ulusal kısa film yarışmasındaki belki de en kısa yoldan seyircisini yakalamaya çalışan film denilebilir. Okulda bir tahtaya yazılmış toplama işlemi üzerinden, bir adamın çocukluk travmasını düşündürücü bir şekilde gözler önüne seren Sonuç, İran sinemasındaki basit ama vurucu özellikleri taşıyor. Lafı uzatmadan derdini anlatarak sahneden çekiliyor.
WONG KAR WAI ÜZERİNE KISA BİR FİLM
Sevgilisi tarafından terk edilen bir adamın, Wong Kar Wai sinemasıyla değişmeye başlayan hayatını konu alıyor. Başrolünde uzun metraj filmlerden de tanıdığımız Ahmet Rıfat Şungar’ın oynadığı film, klişeleri yaratıcı bir şekilde hikayesine monte ederek keyifli bir filme imza atmış. Adeta Wong Kari Wai sinemasına dair saygı duruşu yapan filmin, absürt mizahını gerçeküstücü bir anlatım ile harmanlaması sonucunda karşımıza bu yılın favori kısa filmlerinden biri ortaya çıkmış. 20 dakikalık süresini bir an bile hissettirmesi ve ana karakterin düştüğü durumlar, izleyicinin keyif almasını sağlıyor.
Not: Jüri de filme çok güldü. Bu ödüle dair bir mesaj olur mu, bunun cevabını ödül töreninde görebileceğiz.