02.03.2018
Vizyon Menüsü – 2 Mart
Sessizliğin Kardeşleri
Ömür Törpüsü…
Taylan Mintaş’ın her şeyi olduğu bu belgesel projesi son derece kişisel bir iş olmuş. Kuzenlerinin hikâyesine kamerasını yöneltirken ne yazık ki didaktiklikten kurtulamayan film, yavanlığın üst boyutlarına çıkarak ne yazık ki seyir zevkini baltalayan bir film ortaya çıkmış. Haftanın en zayıf halkalarından biri olan Sessizliğin Kardeşleri, festivallerden sonra vizyona giriyor.
Lady Bird / Uğur Böceği
Herkes Bana Karşı!
Oscar’larda adaylıklarıyla adından söz ettiren Lady Bird, Greta Gerwig’in tek başına yönetmen koltuğuna oturduğu ilk proje olarak kayıtlara geçiyor. En film, en iyi yönetmenlik, en iyi kadın oyuncu, en iyi senaryo, en iyi yardımcı kadın oyuncu gibi önemli dallarda kendine yer bulan yapım, bir genç kızın kendini ifade etme çabasını ve büyüme hikâyesini anlatıyor. Seyir zevki Amerikan bağımsızlarını sevenler için iştah açıcı olduğu söylenebilir. Ancak filmin aşırı abartılmasından kaynaklı olarak filmi ortalama bir iş olduğunu film öncesi bilmenizi istedim.
Ailecek Şaşkınız
Kahkaha Atmak Serbest…
Türkiye’nin gişe anlamında en önemli yönetmenlerinden biri olan Selçuk Aydemir yeni filminde bir şirket komedisine soyunuyor. Her zamanki gibi başrolde Murat Cemcir ve Ahmet Kural’ın varlığıyla salonları doldurmaya hazırlanan yapımda eğlenmeden sinemadan çıkmayacağınızı söyleyebilirim. Son derece yaratıcı bir metin ortaya çıktığı için espri malzemeleri de yerinde kullanılmış. Eğlenmek isteyenler yine salonlardaki yerini alabilirler.
Red Sparrow / Kızıl Serçe
Kaldır ya da Öl…
Francis Lawrence’ın yönetmenliğini üstlendiği yapımın başrolünde de Jennifer Lawrence yer alıyor. Rus bir balerinin KGB ajanına dönüşmesini anlatan film, ne yazık ki senaryosundaki mantıksızlıklar ve inandırıcılıktan uzak mizansenleriyle sevenlerini hayalkırıklığına uğratacak bir gerilim olarak vizyonda yerini aldı. Aksiyon sahnelerinin azınlıkta olduğu film, dingin temposunun olgunluğu kaldıramamış. Lawrence cüretkar oyunculuğuna bel bağlanan filmin potansiyeli vasat bir filmin oluşmasına vesile olmuş.
The Crossbreed / Melez
Yerli Yönetmenden İthal Kötü Korku Filmi…
Türkiye’nin en kötü yönetmenlerinden biri olan Biray Dalkıran’ın sanki kendi ülkesinde başarıya ulaşmış gibi davranıp ABD’ye açılma çalışması olan The Crossbreed, kürtaj yapılan bir bebeğin şeytani intikamını konu ediyor. Konu olarak Dalkıran’ın ilk filmi Araf’ı hatırlatan yapım, ucuz efektleri, kötü oyunculukları ile yine Dalkıran’dan ayrı bir rezalet… Filmin ABD’de video piyasasına oynadığını söyleyebiliriz. Korku filmi olarak tatmin etmekten uzak olan Melez, haftanın en zayıf halkası olan kurmaca filmi dersek kimseyi yanıltmayız.
ŞEF’İN TAVSİYESİ
Mudbound / Savaştan Sonra
Tarlaların Arasında Irk Savaşı
Netflix’in Türkiye için sürprizi olan film, Netflix Türkiye’de gösterilmeden önce vizyondaki yerini alıyor. Netflix üyelerini sinirlendirecek bir hamle olsa da vizyonda izleme ayrıcalığının sunulması gayet hoş bir jest gibi görünüyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan kahraman olarak dönmeyi beklerken, ırkçılığın kollarında acı çekmeye başlayan iki askerin dostluğunu anlatan Mudbound, kitap okuyor hissi uyandıran görsel yapısı ve metniyle haftanın eli yüzü düzgün başarılı filmi olarak şefin tavsiyesinde yerini alıyor. Filmdeki başarılı oyuncu performansları, görüntü yönetmenliğindeki gün doğum ve batımının büyücüleyici betimlenmesi filmin diğer kozları olarak eklenebilir.