06.10.2017
Vizyon Menüsü – 6 Ekim
Babam
Babam ve Oğlum yeni versiyon no bilmem kaç…
Çağan Irmaksız bir babalı filmde oynayan Çetin Tekindor ağlatmaya hazırlanıyor. Zihinsel engelli oğlunu koruyup kollayan bir babanın hikâyesini anlatan yapım, ev hanımlarının ağlama ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Birçok diziden gördükleri oyuncu kadrosu ve sürpriz isimlerle bu filmde yer alıyor.
Dört Köşe
Gülemiyoruz Ağlanacak Halimize…
Dizilerin popüler oyuncularından yeni bir sulu komedi ile karşı karşıyayız. Artık her filmde görünmeye başlayan Burak Satıbol ve reklamlarından gına getiren Şinasi Yurtsever başrolleri paylaşırken, yeni bir Çakallar Dans filmine kadar oyalanan Murat Akkoyunlu bu filmde yer alıyor. Boş yere göz altına alınan insanların durumlarından komedi malzemesi çıkartmayı amaçlıyor. Yapı itibariyle Pardon filmine benzetebileceğimiz yapım, Pardon’un özgün yapısını aratır bir bayağılıkta izleyiciyle buluşuyor.
Kervan 1915
Kuş Uçmaz, Kervan Geçmez…
Ne Ermeni soykırımını anlatmayı, ne de yermeyi beceremeyen yapım, duyarlı olmak isterken sıradan bir aşk hikâyesinin odak noktasına hapsoluyor. Görkemli prodüksüyonuna rağmen yönetmenin acemice hatalarının kurbanı oluyor. Haftanın zayıf halkalarından biri diyebiliriz.
The Crucifixion / Korku Kayıtları
Yanlış Tuşa Bastın, Silindi…
Birleşik Krallık ile Romanya ortak yapımı olan film, gazetecilik teması üzerinden bir şeytan çıkarma olayına yaklaşıyor. Araştırmalar devam ettikçe aydınlanmaya başlayan olaylar ortalama efektlerle beyaz perdeye sunulmuş. Kötü oyunculukları görmezden gelirsek, pek de korkutmayan tahmin edilebilir bir korku filmi olarak haftanın bu boşluğunu dolduruyor.
My Little Pony / My Little Pony Filmi
Glam Rockçı Atlar Sinemalarda…
Sevimli atların filmi küçük sinemaseverler için biçilmiş kaftan görünüyor. Her tür ürünü kapış kapış giden ve kapitalizmin sembollerinden sevimli minik atlar, özellikle kızlara hitap eden yapısıyla haftanın çizgi film kuşağında yer alıyor.
Rebel in the Rye / Çavdar Tarlasındaki Asi
Yazarı Mezarında Ters Çevirmek…
Danny Strong’un yönetmenliğini üstlendiği Salenger’ın hayatına odaklana yapım, ne yazık ki memur zihniyetli bir biyografik uyarlamadan ötesine geçemiyor. Kadrosunda Nicholas Hoult ve Zoey Deutch gibi genç oyuncuları da barındıran film, Kevın Spacey ve diğer oyuncuların risksiz performanslarıyla vasat sularında geziniyor. Yazarın hayatını merak ediyorsanız iyi bir seçenek olabilir.
Nublu
Dünya Çok Dar, Görülmesi Gereken Bar…
ABD – Türk yapımı olan belgesel Türk yönetmen Sercan Sezgin’in yönetiminde vizyonda sınırlı gösterimle yerini alıyor. New York’taki bir caz bar üzerinden belge niteliği taşıyan bir belgesele imza atılmış. Zaman ve mekân üzerine akıldaki soruları kendince yanıtlayarak insanların bu yere tanıklık etmesi sağlanmış.
ŞEFİN TAVSİYESİ
Blade Runner 2049 / Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı
Geçmişin Küllerini Ararken…
Bilim kurgu efsanesi Blade Runner yıllar sonra vizyoner yönetmen Denis Villeneuve ile geri dönerken öncülü filmin atmosferine modern dokunuşlarla katkıda bulunulmuş. Ryan Gosling fazla konuşmayan ve işini yapan karakteriyle kendine göre bir rolde ortalama bir performansla idare etmeyi başarıyor. Varoluşa dair olgun sözler söylemek isterken ilk filmin şiirsel yanını kaybedip daha çok bilimsel kısma odaklanıyor. Uluslararası oyuncu kadrosuyla hantal bir film olmayı başaran yapım, görsel ve teknik açıdan gerçekten de tatmin edici bir iş olmuş. Ancak ilk filmin üzerine pek de bir şey koyduğunu söyleyemeyiz. Haftanın yine en iyi filmi bu oluyor. Biraz zayıf bir haftada olduğumuzu söyleyebiliriz.