Vizyon Menüsü: 9 Şubat

Kayhan

Sifonu Çekmeyi Unutmayın!

Şahan Gökbakar, Recep İvedik ile tükenen yaratıcılığını, eski programındaki karakterleri tek tek sinemada hayata geçirerek yenilenmeye çalışıyor. Okulda kendisine kötü davranan kişilerden büyüdüğünde intikam almaya çalışan sakar, küfürbaz, saygısız Kayhan’ının maceralarına yoğunlaşan film, tuvalet mizahının tüm inceliklerini filmine dahil etmiş gözüküyor. Bol bol düşük iq’lü esprilerin müptelasıysanız bu filme gözü kapalı gidin, aksi takdirde afişinin önünden dahi gözünüz kapalı geçmeyi unutmayın.

 

Güzel Adam Süreyya

Başarının Arkasındaki İsimsiz Adam…

Gökçe Kaan Demirkıran’ın yönettiği Güzel Adam Süreyya; Fikret Orman, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Ricardo Querasma gibi birçok önemli futbol insanının tanıklıklarıyla Beşiktaş’ın simge isimlerinden birine dönüşen emektar malzemeci Süreyya Soner’in hikâyesini anlatıyor. Bir anlamda Beşiktaş taraftarlarının ilgisini çekemeye çalışan belgesel, içerik olarak çok tatmin edici olmasa da vefa anlamında değerli bir iş olarak yorumlanabilir.

Leo Da Vinci: Mission Mona Lisa / Leo Da Vinci: Mona Lisa Macerası

Oh Mama Mia!

Sinemalarda pek rastlamadığımız bir animasyon ülkesiyle karşı karşıyayız: İtalya… Bir anlamda ünlü mucit ve ressam Leonardo Da Vinci’nin hayatından kesitler sunan yapım, yaptığı icatları hayata geçirmeye çalışan bir çocuğun hikayesini izleyicilerine sunuyor. Yakın arkası Lisa ve Lorenzo da ona eşlik ediyorlar. Bir anlamda eğlendirirken bilgilendiren bu animasyon, çocukların ufkunu açacak nitelikte diye yorumlanabilir.

Fifty Shades Freed / Özgürlüğün 50 Tonu

Seksin Elli Tonu…

Bir anlamda fanteziler üzerine kurulmuş bir ilişkinin evlilik durumunda nasıl işlediğini izliyoruz. Rüya gibi balayılar, spor arabalar ve istenilen her şeye sahip olabilme lüksü… Genç seyircinin hayallerini süsleyen her şeye sahip zengin koca bulun fantezisinin sinemada ortaya konulan hali olarak da kabaca özetleyebiliriz. Model olarak gösterilen her şey sahte, yüzeysel ve gerçek dışı bir şekilde sunuluyor. Bu yüzden de ayakları yere basmayan senaryo, içeriğinde barındırdığı sığlık yüzünden ayakta bile duramayıp devriliyor. Böylelikle bu seriden de kurtulmuş oluyoruz.

ŞEF’İN TAVSİYESİ

Have A Nice Day / İyi Günler

Kandırmacalı Tesadüfler Kumpanyası

Festivallede gösterildiğinde küçük çaplı bir hite dönüşen Have A Nice Day, Çin sinemasında pek görmeye alışmadığımız bir türü animasyon olarak izleyicisine sunarken etkileyici olmayı başarıyor. Kara mizah öğelerini yavaş ve derinden sunan bu animasyon, kesişen hikayelerini basit tutarak hâkimiyet konusunda zorlanmıyor. Film Hollywood’da ve kurmaca bir film olarak çekilseydi muhtemelen Oscar töreninde adını bolca duyacağımız bir film haline gelebilirdi. Kötü bir vizyon haftasında, açık ara haftanın en iyi filmi…