24.08.2022
Yeşilçam: Kibar Feyzo
Murat ALTIN
Kibar Feyzo, televizyonda izleyen seyirciler için sansür yüzünden gerçekten ‘kibar’ olarak kalan, mizahi yönlerinin ötesinde Türkiye’de yapılmış en politik filmlerden, hatta bunların en iyilerindendir. Doğrusu izleyicisine sunduğu alt metinlerin doluluğuyla, filmin yapımına hizmet edenlerin ağırlığıyla ve keskin ama yıkıcı olmayan tavrıyla sonuna kadar övgüyü hak eden böylesine bir filme Türk sinema tarihinde ender rastlanır.
Sanatın pek çok dalı ile ilgilenmiş büyük usta İhsan Yüce’nin senaryosunu yazdığı, Atıf Yılmaz’ın başarılı şekilde yönettiği film Feyzo’nun (Kemal Sunal) güleç yüzüyle, mahkeme salonunda hakime anlattığı hikayesi ile açılır. Feyzo, Hacı Hüso’nun (İhsan Yüce) kızı Gülo’ya (Müjde Ar) vurgundur. Askerden döner dönmez köyünün ağası Maho’dan (Şener Şen) evlenmek için izin alır. Ancak hem başlık parası derdi, hem de ağalık düzeni onun planlarını bozar ve şehre, çalışmaya gitmeye mecbur bırakır. Şehirde gördüklerini unutmayan Feyzo, köye geri döndüğünde köylüleri de örgütleyip bir nevi isyan başlatarak Maho Ağa’nın başına dert olur.
Hatay’ın Harran Köyü’nde (şimdiki adıyla Kavalcık) çekilen film, tıpkı Şener Şen’i yine ağa rolüyle izlediğimiz Züğürt Ağa filmindeki gibi feodal sisteme keskin eleştiriler getirir. Faşizm gibi, sendika gibi kavramları zorlamadan, hatta mizahi yapısını güçlendirecek şekilde yediren film, seyircisine kurulu düzenin en dışındaki parçasının bile bu çarka bir şekilde hizmet etmeye niyetli olduğunu gösterir. Örneğin şehirde yaşadıkları, öğrendikleri yüzünden ağasına isyan eden Feyzo’nun bile, Gülo’ya karşı zaafı olduğu, bu konuda gelecek en ufak bir geri adımda sistemin savunucusu olmaya aday olduğu açıktır. Bu bağlamda Kibar Feyzo’nun hem modern dünyada, yani şehirde yaşayanlar hem de köydekiler için güçlü bir toplumsal eleştiri filmi olduğunu söylemek mümkün. Bununla birlikte kanımca filmi önemli kılan bir başka etmen de filmin alt metin olarak düşünce suçlarına değinmesidir. Maho Ağa’nın sahip olduğu köylüleri azarlarken “Ulan şurada 141-142 başsınız.” şeklinde kullandığı replik dönemin Türk Ceza Kanunu’ndaki 141. ve 142. maddeleri cesurca eleştirir. Böylesine bir göndermeyi yapan filmin bazı kesimlerce salt komedi filmi olarak görülmesi ise sinemaseverler için, filmin içinde olmayan ancak varlığıyla oluşan bir başka bakış açısı getirmiştir.
Filmin içinde ısrarla vurgulanan, eleştirilen başka bir konu ise cinsiyetçilik. Başlık parası yüzünden çile çeken Feyzo karakteri için bile Gülo, bir kadın olmanın ötesinde kullanılabilecek bir maldır. Evliliklerde iki tarafın da yakındığı; ancak ‘normal’ olarak gördüğü bu durumun uç noktasını da gösterir film. Feyzo başlık parasının taksitini ödeyebilmek adına küçük yaştaki kızını satılığa çıkarır. Aklındaki düşünce “nasılsa büyüyünce başlık parası alacağım”dır. Film, ülkemizde böylesine normalleştirilen konuların cahillik ve çaresizlikle birleşince varabileceği noktaları ustalıkla gösterir. Aslında sırf bu bile, Kibar Feyzo’nun kendi zamanını aşan bir film olduğunun kanıtıdır. Zira şimdilerde ülkemize baktığımızda buna benzer durumların oluşmaya başladığını gözlemlememiz çok olasıdır.
Kemal Sunal ve Şener Şen’in birlikte oynadıkları dokuz filmin arasında seyircisine en çok şeyi vaat eden, etkileyici komedi unsurlarını, güçlü ama didaktik olmayan bir sistem eleştirisi ile harmanlayan Kibar Feyzo derdini anlatır ama mutsuz, umutsuz sonla biter. Bunun iki sebebi vardır; film hem asıl meseleye, topluma getirdiği eleştiriler ile farklı bir bakış açısı yaratmaya odaklanır, hem de düzenin kusurlarını giderecek, toplumsal huzuru getirecek yolun tek bir insanın gayretinin ötesinde olduğunu gösterir. Oyunculukların da muhteşem olduğunu düşünürsek, bence Kibar Feyzo Yeşilçam’da yapılmış tartışmasız en başarılı kara mizah filmidir.