05.04.2017

Yönetmen Koltuğu: Lars von Trier

Kadın düşmanı bir yönetmen.

Dogma akımının fikir babalarından, Danimarkalı ayrıksı yönetmen Lars von Trier, Nihilizmi kendine rehber edinmiş bir yönetmendir. Filmlerinde seks ve şiddet ile olan yakın münasebetine asla son vermemiş, her daim bu ikisinden sonuna kadar nemalanmayı bilmiştir. Hatta bazı filmlerinde seks kullanımının pornografik düzeye ulaştığını, şiddetin ise dayanılmaz boyutlara ulaştığını pekâlâ söyleyebiliriz. Lakin ustalıklı bir yönetmen gözüne sahip olan Trier, seksi ve şiddeti bir araya getirdiği anlarda kullandığı yöntemleri ile seyirciyi büyülemeyi, kendine bağlamayı genelde başarmıştır.

Lars von Trier sinemasını, Andrey Tarkovski sinemasının nüvelerine benzetebiliriz aslında. Zira filmlerinde değindikleri, kurcaladıkları mevzular çok benzerdir. Lakin işleyiş tarzları göz önünde bulundurulursa Trier’in her şeyi dokunursan cız olursun gibi bir rahatsızlık durumuna soktuğunu söylemek gerek. Zaten her açıklamasında filmlerinden rahatsızlık duyulmasını istediğini açıklayan Trier, özellikle de kadınlara bu duyguyu yaşatmayı başarır. Neredeyse tüm filmografisinde benimsediği kadın düşmanlığı gözlerden kaçmaz. Lakin Antichrist’deki kadına bakış açısı, düşmanlığı artık tabiri caizse ayyuka çıkar. Bu yönünden dolayı da kuşkusuz birçok kesimin tepkisini toplayarak, azımsanmayacak bir seyirci topluluğu tarafından aforoz edildiği yadsınamayacak bir gerçek artık.

Kusursuz sinema gözüne, fakat kusurlu bir dile sahiptir.

Kusursuz bir sinema gözüne sahip, fakat kusurlu diliyle şaheserlerinin gölgede kalmasına sebep olan Trier, karakter yaratımı, takıntılı olduğu oyuncuları (Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård…) ile hikâyelerini emin ellere teslim eder. Her filminde farklı müzik türlerinden (Neue Deutsche Härte, barok operası, klasik müzik…) seçimleri, muhteşem ötesi denilebilecek görüntüleri ile adeta şov yapan bir sinemadır onunki. Kısmen Dogma akımından uzaklaştığı, son dönem filmleriyle yönetmeni daha yakından tanıyalım ister misiniz?