14.06.2017
Yönetmen Koltuğu: Werner Herzog
1) Fitzcarraldo – 1982
Herzog, kariyerinde bir kez daha yönünü Amazon’a çevirir Fitzcarraldo ile. Yanına da asla vazgeçemediği Klaus Kinski’yi alır. Herzog’un tartışmasız başyapıtı diyebileceğimiz bu filmi, üç yıl gibi akıl almaz uzunlukta bir zamanda, oldukça büyük bir bütçeyle, tamamen gerçek görüntülerle çekilmiştir. Herzog, kafasında hayal ettiği filmi çekebilmek adına kendisini ve film ekibini, uzun ve meşakkatli bir sürece maruz bırakmıştır. Büyük emeklerle, fedakârlıklarla çekilen böylesine bir filmin gişede karşılığını alamadığını bilmek elbette çok üzücü. Neyse ki Herzog, Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ödülünün sahibi olmuştur. Kinski’nin ise ödüllendirilmemesi kapanmayan bir yaradır bana kalırsa. Zira Aguirre, der Zorn Gottes’den sonra daha da yükselttiği oyunculuğunun ödülsüz kalması hazmedilir gibi değildir.
Kauçuk avcılarının istila ettiği Peru’ya misafir etmekte bu kez Herzog bizleri. Peru’ya gelerek, hadsizce toprakları istila eden, kauçuğu sahiplenerek zengin olan insan müsveddleri ile karşılaşırız. Toprakların asıl sahiplerini köleleştirmiş, doğanın olanı da hadsizce sömürmüşlerdir bu insanlar. Lakin bizim kahramanımız Fitzcarraldo, asla bu insanlardan biri değildir. Açıkçası böylesine nevi şahsına münhasır bir kişiliğin istilacılarla birlikte Peru’da ne işi olduğunu anlamak güç. Kültür-sanat ile hiçbir ilgileri olmayan istilacıların arasında bir opera binası yapmayı düşleyen Fitzcarraldo, hep dışlanır. Ama Fitzcarraldo, öylesine büyük bir hayranlık besler ki operaya, ne horlanması ne de başarısızlıkla sonuçlanan girişimleri onu yıldırır. Ve sonunda akıl almaz bir işe girişir.
Sinemanın Gelmiş Geçmiş En Büyük Tutkunlarından Biri İle Tanışmamazı Sağlayan Bir Film
Herzog, kapitalizm, sömürgecilik, yerli halkların köleleştirilmesi, ekolojik kriz gibi birçok meseleyi odağına alarak aynı zamanda çok büyük bir sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ediyor bu filmde. Sömürgecileri, görgüsüz para babaları olarak çizmekten tut da balta girmemiş ormanlarda yapılan kıyımın görüntülerine kadar her anıyla hem baş döndürücü hem de iç karartıcı anlara sahiptir film. Bir geminin karadan, rayların üzerinden karşı kıyıya indirilmesi kadar imkânsız bir şeyi gerçekleştiren Fitzcarraldo isimli, sinemanın gelmiş geçmiş en büyük tutkunu ile tanıştığımız filmin finali ise tek kelime ile muazzamdır. Son olarak filmde kullanılan opera müziklerinin güzelliği ve tüm hikâyeye eşlik etmesi de unutulmamalı.