You’re The Worst

Türkiye televizyonlarda çılgınca üretilen ve aynı oranda ilgi gören “yaz dizisi” furyasını aslında Amerika’da da görmek mümkün. Her yaz az bölümlü, kafa yormadan izlenen çerezlik diziler piyasaya çıkıyor. Geçtiğimiz iki üç sene içinde çıkan yaz dizilerinin en iyisi de muhtemelen “You’re the Worst”. Son yıllardaki başarılı projeleriyle (American Horror Story, Louie, Fargo, The Americans) atağa kalkan FX’in bir başka ürünü olan dizi, Weeds’in senaristlerinden olan Stephen Falk’un kaleminden çıkma. 2014 yazında on bölümden oluşan ilk sezonu yayınlanan dizinin başrollerindeyse daha önce sivrildikleri pek bir proje olmayan Chris Geere ve Aya Cash var.

You’re the Worst, romantik-komedi olarak gözükse de aslında kendiyle ve romantik-komedi klişeleriyle dalga geçiyor. Eski sevgilisinin düğününde olay çıkaran Jimmy’nin çıkışta gelinin kız kardeşinin en yakın arkadaşı Gretchen’la karşılaşması ve aralarında geçen garip muhabbetle başlıyor dizi. Kendini ciddiye almayan ve her türlü sıkıntıya sahip aykırı iki insanın alışılagelmişin dışında ve bir o kadar realist ilişkisi dizinin temel konusu. Anormal ilerleyen bu ilişkinin normale kayması ve buna karakterlerin tepkisi ilk sezonun hikâyesini oluşturuyor. Gretchen regl olduğu için birkaç gün görüşmek istememeleri, başkalarıyla birlikte olup bunu adeta bir sidik yarışına çevirmeleri, dışarıda gördükleri “ideal” çiftlerle dalga geçmeleri vb. birçok absürtlüğü bizim için sıradanlaştırırken diğer yandan da Jimmy-Gretchen ikilisinin bu durumdan sıkılıp tedirgin olmasına tanık oluyoruz. Dizinin asıl misyonu günlük hayattaki rutinlere yaptığı zekice göndermelerle kahkaha attırmasa da sürekli bir tebessümle kendini izletiyor oluşu.

Los Angeles’da geçen eğlencelik kız-piç erkek formüllü dizinin yan karakterleri de başroller kadar başarılı. Jimmy’nin ev arkadaşı Edgar ve Gretchen’in en yakın ve tek arkadaşı Lindsay oldukça iyi oluşturulmuş karakterler. Diğer yapımlarda gördüğümüz gibi yan karakterlerin bir köşeye atılıp pek önemsenmemesinin aksine You’re the Worst’te bölümler ilerledikçe flashbacklere ve özel hayatlarındaki sorunlara değinerek Edgar ve Lindsay’in karakter derinliğine ağırlık veriliyor. Bu da git gide daha iyi bir dizi olmasını sağlıyor.

FX’ten sezon onayını alan ve ikinci Sezonu 9 Eylül’de başlayacak olan dizi, son yıllardaki en iyi komedilerin başında geliyor. Yeni sezon gelmeden izlemenizi ısrarla tavsiye ederim. İyi seyirler…